Göz çevresinde yaşlanma belirtileri nelerdir, ne zaman başlar?
Göz çevresi kırışılıkları 30’lu yaşlardan itibaren yavaş yavaş başlar. Önce göz kenarlarında, kazayağı bölgesinde oluşur, ilerleyen yaşlarda deri elastikiyeti kayboldukça göz altında da belirginleşebilir. Kaşlar da 40 lı yaşlardan sonra bir miktar yer çekiminin etkisiyle düşmeye başlar. Özellikle de kaş yanları düşmeye başladığında göz kapağı gevşekliği de eklenince, makyaj yapmakta zorlanılabilir.
Orta yüz bölgesi geride veya çökük kişilerde yanak bölgesi çökük olduğu için sanki olduğundan daha yaşlı gibi görünebilir kişi. Orta yüzün 40’lı yaşlarda yer çekiminin etkisiyle çökmeye başlamasıyla gözyaşı oluğu belirginleşir, normalde yanak ve elmacık kemiklerinde olması gereken hacim yüzün daha alt kısımlarına doğru kayar.
Bu nedenlerden dolayı, bir kişinin göz kapağı ile ilgili şikayetini değerlendirirken biz plastik cerrahlar yüzün tamamını değerlendiririz.
Orta yüz bölgesinde aşağıya doğru olan hacim değişiklikleri orta yüz germe, yağ enjeksiyonu, klasik yüz germe gibi ameliyatlarla giderilir. Göz kapağında fazla deri ve yağ yastıkçığı belirginleşmesi, kaş düşmesi gibi durumlar için de ideal çözüm göz kapağı estetiği, kaş asma, yine yağ enjeksiyonu gibi ameliyatlardır.
Göz çevresinde gençleşmeye yönelik müdahaleler nelerdir? Yaşa göre farklı uygulamalar var mıdır? Dolgu çeşitleri nelerdir? Cerrahi yöntemler nelerdir?
Ancak 50’li yaşlardan önce olan kırışıklık, elastikiyet kaybı, hacim kaybı, göz yaşı oluğunun hafif belirginleşmesi gibi olgularda hyaluronik asit içerikli hacim veren dolgular, botulinum toksini cerrahi gerektirmeyen işlemler ofis bazlı prosedürler arasında sayılabilir. Botulinum toksini uygulaması kaş köşesini çok az kaldırabilir, kaz ayaklarındaki kırışıklıkları açabilir, azaltabilir. Kaş altına hacim vermek, göz yaşı oluğunu doldurmak hyaluronik asit içerikli dolgularla mümkündür. Ancak bu dolgular kırışıklık gidermez, fazla deri ve torbalanmayı yok etmez, sadece kamuflaj sağlar. Deri elastikiyeti bozulmuş kişilerde “ışık” dolgusu olarak tarif edilen hyaluronik asit içerikli dolgular daha kötü kozmetik sonuç yaratabilir. Bu kişilerin ameliyat olması daha uygundur. Bir de göz kapağı derisinde kaybolmaya başlayan elastikiyeti artırmaya, morluğu azaltmaya yönelik “morluk” veya “ışıltı” dolgusu olarak geçen dolgular vardır. Bunlar hacim vermekten ziyade, elastikiyet kaybını azaltmaya yönelik işe yarar. Bazen “ışık” dolgusu ile “morluk” veya “ışıltı” dolguları kombine edilebilir. Bu durumda hem hacim kazandırmak hem de elastikiyet kaybını azaltmak hedeflenir. 50’li yaşlardan önce de dolgu uygulaması istemeyen ve yüzüne hacim kazandırmak , ince kırışıklıkları gidermek isteyen kişiler için yağ enjeksiyonu ile yüz gençleştirme ideal cerrahi yöntem olabilir.
Göz çevresi şikayeti olan bütün hastalar, yüzün tamamı ve sistemik hastalıkları, kullandıkları ilaçlar ile beraber bir bütün olarak değerlendirilmeli ve ona göre hem cerrahi olmayan hem de cerrahi işlemler çözüm olarak sunulmalıdır.